ROMATOİD ARTRİT TEDAVİSİNDE YENİLİKLER
Prof.Dr. Ahmet Mesut Onat
Romatoid Artrit (RA), konusunda son yıllarda baş döndüren gelişmeler yaşamaktayız. Son 10 yılda geriye dönüp baktığımızda bugün biz hastalarımıza “Korkmayın! tedavi edilebilir bir hastalığınız var” diye çok daha rahat söyleyebiliyoruz. Ancak bu cümlenin tam yerini bulabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi halinde, bizler tedavide çok daha başarılı olabiliyoruz. Bunlar:
- Erken teşhis en önemli ilk adımdır
- Düzenli doktor kontrolü ve doktorla iletişim özellikle ilk 3 yılda vazgeçilmez bir kuraldır
- Romatoloji uzmanının takibinde kalınmalıdır
- Yeni bir ilaç, mutlak çözüm değildir. Kimi hasta en basit ve en eski bir ilaçla tedavi olabilirken, bir kısım hastamız da en yeni bütün ilaçları bile kullansa fayda görmeyebilir.
- Hastalık hakkında kirli bilgi kaynaklarından yılandan kaçar gibi kaçılmalı, iş erbabına bırakılmalıdır (yanlış bilgilerle tıka basa dolu hasta bloglarından ve internet sitelerinden, bilge geçinen eş-dosttan sakınılması gerekir).
Bu yazımın konusu yeni tedaviler olduğu için, yukarıdaki 4. maddeyi size anlatmaya çalışacağım.
Gerçekten de RA tedavisindeki baş döndüren gelişmeler, yaklaşık 11 yıl önce hayatımıza girmeye başladı. İnfliximab isimli serum yoluyla uygulanan ve biyolojik tedavi olarak isimlendirdiğimiz tedavi ilacı, özellikle zor ve dirençli hastalarda bir umut kapısı oldu. Zaman içerisinde bu alana, iğne şeklinde verilen etanercept ve adalimumab isimli enjeksiyon tedavileri girdi. Tüm bu ilaçlara bakışımız başlangıçta; çekinerek ve sakınarak verelim, hasta diğer ilaçlara dirençli ise verelim şeklinde idi. Kötü deneyimler de birlikte yaşandı ve hastalarımızın bu ilaçlarla vereme yakalanma riskinin artabileceğini fark ettik. Derken bu ilaçların kanser yapabileceği gibi iddialar büyük korkulara sebep oldu. Aslında mevcut tedavilere göre haftada, iki haftada bir veya sekiz haftada bir uygulanan bu ilaçlar hem etkili hem de daha pratikti. Ancak yukarıda 5. maddede belirttiğim gibi çağımızın hastalığı olan kirli bilginin esiri oldu hastalarımız. Artan kullanım tecrübeleri bu ilaçların kanser yapmadığını ortaya koyarken hastalarımız ilaçlarını alabilmek için garip formlara imza atmak zorunda bırakıldı.
Günümüzde yeni tedavi yöntemleri olarak adlandırılan bu ilaçlar, daha uzun etkili olabilmeyi, ayda veya 6 ayda bir hastaya verilerek tedavi edebilmeyi hedeflemektedirler. Belki de yıllar sonra, hastalarımıza bir iğne yapacağız ve hastalıkları ya tamamen geçecek ya da 1-2 yıl etki sağlayacağız.
Bugün için elimizdeki tedavi seçenekleri giderek çeşitlenmektedir:
- Infliximab
- Adalimumab
- Etanercept
- Rituximab
- Abatacept
- Tocilizumab
- Golimumab
- Sertolizumab
- Tofasitinib
Çoğu haftalık, iki haftalık veya aylık enjeksiyonlar; bazıları da aylık, 2 veya 6 aylık serumlar şeklinde uygulanmaktadır. Tofasitinib ise ağızdan alınan bir ilaçtır. Ancak bu kadar fazla sayıda ve artan yeni ilaçlar, acaba bakışımızı, tarzımızı ne kadar değiştirmektedir. Şunu hiç unutmamak gerekir ki, her hasta için standart bir tedaviden ziyade, her hasta için özelleştirilmiş tedavi yaklaşımları kullanılmalıdır. Yeni ilaçlar hastalarımızın daha az rahatsız olarak kullandığı, daha az yan etkiyi hedefleyen, daha iyi sonuçlar veren, vücudumuzda bir yeri yaparken diğer tarafı bozmayan etken maddeler olmalıdırlar. Bu noktada aklımıza gelen sorulardan birisi, madem ki gelişmeler olumlu yönde, o halde romatoloğumuz teşhisimizi koyar koymaz bize bu ilaçları neden başlamıyor, olabilir.
İyi bir RA tedavisinin kurallarını yukarıda saydıktan sonra, bunlara ek kuralları da sıralayalım o halde:
- Erken tanı sırasında başlanan en eski ilaç olarak bildiğimiz metotreksat kesinlikle doğru kullanılması gereken ve ikinci bir ilaçla beraber verildiğinde son derece etkili olan bir seçenektir.
- İyi olduğunuza inandığınız ve romatoloğunuzla beraber planlanmış bir tedavi ile, moda olsun diye oynanmamalıdır.
- Klasik ilaçlarda sorun yaşanırsa yeni ilaçlara geçiş hızlı olmalıdır.
- İyi tedavinin bir diğer göstergesi de, hastamızın kortizona ihtiyaç hissetmeden hayatını sürdürmesidir.
- Yeni tedaviler olarak adlandırdığımız ilaçlar kesinlikle kendi başımıza kesilmemeli ve ara verilmemelidir. Aksi halde etkilerini yitirmektedirler.
- Bu ilaçlarla beraber kullandığımız metotreksat (haftalık haplar) kesinlikle kendi başımıza karar vererek kesilmemelidir.
- Yeni tedavi yöntemlerinin sayısı arttıkça, özellikle de tedavi konusunda sabır göstermeyen hastaların doktor doktor gezerek ilaçlarını sürekli değiştirtmeleri genellikle bir hatadır.
Sonuç olarak aslında her ne kadar yeni yöntemler bulunsa da, RA tedavisinde ve hayatımızda prensiplere sadık kalmamız bizim için en doğru olan yöntemdir. RA nasıl tedavi olur sorusuna verebileceğim ilk cevap, “umutlu, sakin ve sabırlı bir hasta ve bir Romatoloji uzmanı ile” olur.